7 Kasım 2011 Pazartesi

Mutlu Bayramlar!

bayram dolayısıyla
canım memleketime geldimm!
her bayram olduğu gibi
büyük büyük anneannemde
(büyük büyük anneanne için bkz: anneannemin annesi =) )
toplandık
ve yine her bayram olduğu gibi
harala gürele
bir gün geçirdik.
"ahh ah nerde o eski bayramlar!"
denir ya,
işte bizde henüz söylenmiyor.
arada fireler versek de
her bayram
bu gelenek devam ediyor.
=)
...
sabah kalkıp herkes bir güzel hazırlanıyor:
hanımefendiler kuaföre
beyefendiler berbere
tertemiz cicili bicili bayramlıklar giyiliyor
veee doğru büyük büyüük anneanneye!
büyük büyüük anneannenin 4 kızı var
4 kızının 8 çocuğu
8 çocuğun da 6 çocuğu olunca
düşünün evin halini!
-fotoğraf çekimleri başlar-
gelinirken hayatta boş gelinmez.
kurban kavurmanın yanında yenilebilecek ne kadar yemek türü varsa
özenle herkes elinden geleni yapar.
yemekler yenilir, ortalık toplanır(!) 
-fotoğraflar çekilmeye devam eder-
(yoksa büyüklerin asla içi rahat etmez, öyle ya aniden bir misafir geliverirse, sanki hiç yokmuş gibi!!)
eller öpülür, harçlıklar dağıtılır ki sanırım en sevdiğim kısım burası =))
sonra büyük büyüüük anneanne
herkese hediyelerini dağıtır!
-bol bol fotoğraf çekilmeye devam edinilir, bilhassa hediyeler takıp takıştırılarak-
(hediyeler herkes için aynı şey olur ama renkleri farklıdır; bu yüzden heep "aa sana ne renk çıktı?!!" heyecanı yaşanır. hatta "bak sana bu renk daha çok yakıştı amaaaaa" denilir bir güzel değiş tokuş yapılır)
bu fasıl bittikten sonra çaylar konur
günün tatlısını evin küçük hanımefendileri ikram eder.
koyu bir sohbet başlar.
-fotoğraflar tek tük çekilir-
zaman ilerledikçe
beyefendiler bir odaya
hanımefendiler bir odaya
çocuklar da yatak odasına
ayrışırlar.
(bu süreç nasıl gelişiyor hiç anlayamamışımdır ama bir bakarsınız herkes kendi köşelerine çekilmiştir =o )
bu ayrışmadan rahatlayan hanımlar beyler eteklerindeki taşları dökerler-ken
kahveler pişer,
şekerlisi az şekerlisi ya da sadesi.
(böyle dediğime bakmayın o kahveler hep aynı olur çünkü o muhabbetin ortasında kimse bir şey farketmez hoş farketseler de diyemezler ya! ;) )
-çaktırmadan fotoğraflar çekilir hahahhh(!)-
kahkahalar, dedikodular, şarkı söylemeler, fıkra anlatmalar, taklitler...
ne ararsanız!
-artık fotoğraf çekmekten ve çekinilmekten bitap düşülmüş haldedirler-
gecenin ilerleyen saatlerine doğru artık içeride azmaktan yorulmuş çocukların sesleri azalır.
yüzlerden koşuşturma ve yoğun bağırış çağırışların verdiği yorgunluk okunur.
beyler uyuklamaya başlar.
hanımlar "ee saat epey oldu artık kalkalım" derler.
tabii o kalabalıkta herkes mutlak suretle aynı anda kalkmaya yeltenir!
yarım saat kadar süren kargaşanın
(onun bilmemnesi bunun şusu muhakkak kaybolur)
ardından herkes kapıdan çıkmayı başarmıştır.
büyük büyüüük anneanne ceketini sırtına koyar zira tüm hastalıkların anası üşütmektir!
balkondan hepimize el sallar...
böylece bir bayram daha sona erer.

itiraf etmeliyim ki yaşarken bu kadar hissedemedim sanırım;
oysa şimdi yazarken,
kimi zaman gülümsedim kimi zaman çok duygulandım.
bazen bu gerçeği anımsayamasak da aile hep var olmalı!

hepinize; tüm sevdikleriniz ve sevdiceklerinizle,
Mutlu Bayramlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

mutluluk habercisi =)