sim denilince
aklıma hep korku dolu anlar gelir.
hani çocukken düğün dernek olunca;
kuaföre gidilir,
küçük kadın topuzlarımız yapılır,
yetmezmiş gibi bir de sim boca edilirdi kafamıza.
sanırım bir nesil
sırf bu yüzden bile soğumuş olabiliriz simden.
işte
o günden bu güne
nerede sim görsek "ıyk" deriz.
derdik(!)
taa ki bu güzellikleri görene kadar!
söz konusu biz kadınlar olunca
ayakkabı denildi mi, ahh bir de topuklu oldu mu!
akan sular durur malum.
bilenler de bu zaafımızı kaçırmamışlar
simleri bir güzel boca etmişler canım ayakkabılara.
onlar ermiş muradına,
ehh
bize de bu güzellikleri izlemek kalmış.
ne yazık ki bu miu miu'lar benim estetik anlayışıma hitap etmiyorlar!
amaaa bu sneakerlar benim kalbimi çelmeyi başardı.
bu da demek oluyor kiii,
derhal bir diy tertip edilecek.
bu ciciler de rüyalarımı değil papilerimi süsleyecek!!!
ahh louboutin sen ne güzel şeysin!
bu cicileri yememiş içmemiş zara da koleksiyonuna eklemiş.
yani bir miu miu bir louboutin vs'miz yok diye üzülmüyoruz.
ne yapıyoruz?
en yakın zara'ya koşuyoruz.
ayağımıza uygun olanı kapıp
geceleri huzurla uyuyoruz.
ve sen!
en kısa zamanda benim ol!